Güncelleme Tarihi: Temmuz 04, 2024

Kimya Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği

article-cover

Kimya sektörü, modern dünyanın temel taşlarından biridir ve sağlık, enerji, gıda, inşaat gibi neredeyse her endüstri dalına temel malzeme sağlar. Bu sektör, sürekli yenilik ve teknolojik gelişmeler sayesinde ekonomik büyümenin ve sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir motoru haline gelmiştir. Kimya sanayi, çevresel sorunların çözümünde de kritik rol oynayarak geleceğin dünyasını şekillendirmekte büyük bir etkiye sahiptir.

İSGBYS, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş İBYS ve İş Sağlığı ve Güvenliği ve Uzaktan Eğitim yazılımıdır. Keyifli okumalar dileriz.

İçindekiler

  1. Dünyada Kimya Sektörü ve İSG
  2. Türkiye'de Kimya Sektörü ve İSG
  3. Kimya Sektöründeki Önemli İSG Tehlikeleri

  1. Dünyada Kimya Sektörü ve İş Sağlığı ve Güvenliği
  2. Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) verilerine göre, bir ülkenin nüfusunun yaklaşık yüzde 35 ile 65 arası, bir ücret karşılığı çalışan bireylerden oluşmaktadır. Bu kişiler hayatlarının en üretken dönemi olan 18 ila 65 yaş arasını, iş yerinde veya işle ilgili aktivitelerle geçirirken, sağlık ve güvenlik riskleriyle de karşı karşıya kalmaktadırlar. Gelişmiş ülkelerde iş kazaları ve meslek hastalıkları, ulusal gelirler üzerinde yaklaşık yüzde 4'lük bir etkiye sahiptir[1].

    Kimya sanayi, dünya genelinde kalite ve teknolojik yeniliklerin öncelikli olduğu, karmaşık ürünler ve süreçlerin yer aldığı bir sektördür. Son yıllardaki teknolojik ilerlemeler sayesinde, bu sektör küresel bir boyuta ulaşmıştır[2]. Kimya sanayi, ekonomik gelişme açısından lider sektörler arasında yer almakta ve diğer tüm sektörlere hammadde sağlamaktadır. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, dünya nüfusundaki artışa paralel olarak ortaya çıkan beslenme, barınma, giyim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlardaki darboğazlar, kimya sanayinin evrimi sayesinde aşılmıştır.

    Kimya endüstrisi, neredeyse tüm endüstriyel faaliyetlerin temelini oluşturur ve küresel ekonomik değişikliklerden doğrudan etkilenir. 2009 yılındaki küresel ekonomik krizin ardından kimya sanayi ciddi bir darbe almış, ancak 2010'da gözlenen toparlanma ile satışlar 2009'un yüzde 26,9 üzerine çıkarak 2,353 trilyon Euro'dan 2013 yılında 3,156 Euro'ya yükselmiştir[3].

    Son on yılda, özellikle gelişmekte olan ülkeler kalkınmış ülkelere kıyasla pazar paylarını artırarak kimya sanayinde öne çıkmışlardır. 2010 yılında Türkiye'nin kimya sektörü ihracatı 5,1 milyar Euro iken, 2014 yılında bu rakam 15,5 milyar ABD dolarına ulaşmıştır[4].

    Kimya sanayi iş kazaları, meslek hastalıkları ve çeşitli dış etmenlerle sürekli bir etkileşim içindedir. Ekonomik faktörler, teknoloji düzeyi, iş planlaması, çevresel koşullar ve insan unsurları bu durumu şekillendirir. Teknolojik gelişmeler, iş güvenliği ve meslek hastalıklarının azalmasına katkıda bulunur.

    Kimya sektöründe faaliyet gösteren işletmeler arasında hem küçük ölçekli KOBİ'ler hem de büyük uluslararası şirketler bulunmaktadır. Özellikle büyük ölçekli işletmeler, İSG konusunda ileri teknik imkanlar ve deneyimlere sahip olup, genellikle daha üst düzey güvenlik uygulamaları sergilerken, olası kazalar büyük kayıplara yol açabilmektedir.

  3. Türkiye'de Kimya Sektörü ve İş Sağlığı ve Güvenliği
  4. Türkiye'deki kimya sanayi, stratejik olarak çoğunlukla ülkenin kıyı kesimlerine, özellikle Marmara Bölgesi'nde İstanbul, Kocaeli ve Sakarya illerinde, Ege Bölgesi'nde İzmir'de konumlanmıştır. Ana hammaddeler arasında yer alan soda, bikromat gübreler ve petrol ürünleri ise genellikle Akdeniz Bölgesi'nde yoğunlaşmıştır. Karadeniz Bölgesi'nde de gübre üretimi dikkat çekmektedir.

    Son yıllarda, organize sanayi bölgeleri ve ihtisas organize sanayi bölgeleri gibi rekabeti artırıcı yapılar hızla yaygınlaşmıştır. Ulaşım ve teknolojik gelişmeler, yer seçimini daha az belirleyici hale getirmiştir, bu da özellikle kimya sektöründe kümelenme stratejisinin önemini artırmaktadır.

    Endüstriyel ve ihtisas organize sanayi bölgeleri, uygun lojistik koşullarla desteklendiğinde, sektör için rekabetçi yatırım alanları sağlamakla kalmaz, aynı zamanda çevresel sorunların çözümüne de katkıda bulunur. Türkiye'de kimya sektörü, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Adana, Gaziantep ve Ankara gibi büyük şehirlerde faaliyet göstermektedir.

    Geçtiğimiz dört yıl içinde sektörün kapasite kullanım oranı ortalama olarak yüzde 75 civarında değişkenlik göstermiştir. Kimya sanayinin ana hammaddesi petrol ürünleri olduğundan, yetersiz yerli petrol üretimi nedeniyle sektör büyük ölçüde ithalata bağımlıdır. Kullanılan hammaddelerin yaklaşık yüzde 70'i, plastik sektöründe ise bu oran yüzde 85'tir[5].

    TÜİK verilerine göre, sektörde faaliyet gösteren 21,500 firmanın yüzde 83'ü mikro ölçekte, yüzde 14'ü küçük ölçekte, yüzde 2,5'i orta ölçekte ve sadece yüzde 0,5'i büyük ölçekte işletmelerdir[6]. Kimya sektörü, sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör olduğundan işgücü yoğunluğu düşüktür. Bu nedenle, sektörün imalat sanayii içindeki istihdam payı son beş yılda ortalama yüzde 8 seviyesinde olmuştur.

    2014 yılı itibarıyla Türkiye kimya sektörü, 21,500 firma ile faaliyet göstermekte, 283 bin çalışan istihdam etmekte ve 2,600 çeşit madde ve müstahzar üretmektedir. Aynı yıl içinde sektör, 189 ülkeye 15,5 milyar dolarlık ihracat yaparken, 149 ülkeden 40 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmiştir[7].

  5. Kimya Sektöründeki Önemli İSG Tehlikeleri
  6. Kimya sanayi, üretim teknolojilerinin gelişmişliği, üretim miktarı ve çeşitliliği ile bugün, hayal gücünün sınırlarını zorlamaktadır. Bu sektörde, en küçük mikro ölçekten en büyük makro ölçeğe kadar farklı boyutlarda ekipmanlar kullanılmakta ve çeşitli ürünler üretilmektedir.

    Kimya endüstrisi, yalnızca mal üretimiyle sınırlı kalmayıp, depolama ve lojistik gibi ek hizmetler de sunmaktadır. Bu alandaki kimyasal süreçlerin çeşitliliği, çalışanlar başta olmak üzere herkes ve çevre için çok sayıda tehlike ve risk içermektedir. Bu tehlikeler genel olarak yangın, mekanik zararlar, termal riskler, ergonomik sorunlar, patlamalar, toksik etkiler, kanserojen ve mutajen etkiler, tahriş edici ve aşındırıcı etkiler şeklinde sıralanabilir.

    Kimyasal reaksiyonlarda karşılaşılan sıcaklık, basınç, pH, viskozite, yapışkanlık ve kayganlık gibi özellikler, iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli risk faktörleri arasında değerlendirilmektedir.

    Zararlı kimyasalların ve karışımların insan sağlığına ve çevreye potansiyel zararlarını kontrol altına almak amacıyla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından "Zararlı Maddeler ve Karışımlara İlişkin Güvenlik Bilgi Formları Hakkında Yönetmelik" yürürlüğe konmuştur[8]. Bu yönetmelik kapsamında, kimyasalları üreten, ithal eden veya dağıtan tedarikçiler, ilgili kimyasallar için hazırlanan Güvenlik Bilgi Formlarını (GBF) alıcılara sağlamakla yükümlüdürler. GBF'lerin içeriği ve kapsamı, bu formuları hazırlayacak kişilerin alması gereken eğitim ve belgelendirme yöntemleri ile düzenlenmiştir. GBF'ler Türkçe hazırlanacak ve belirtilen şartlar dahilinde güncellenecektir. Güvenlik Bilgi Formlarında yer alması gereken bilgiler, yönetmeliğin 6. maddesinde belirtildiği şekildedir.

    Madde: 6 Güvenlik bilgi formunda yer alması gereken başlıklar aşağıdadır:

      a) Maddenin/Karışımın ve şirketin/dağıtıcının kimliği,

      b) Zararlılık tanımlanması,

      c) Bileşimi/İçindekiler hakkında bilgi,

      ç) İlk yardım önlemleri,

      d) Yangınla mücadele önlemleri,

      e) Kaza sonucu yayılmaya karşı önlemler,

      f) Elleçleme ve depolama,

      g) Maruz kalma kontrolleri/kişisel korunma,

      ğ) Fiziksel ve kimyasal özellikler,

      h) Kararlılık ve tepkime,

      ı) Toksikolojik bilgiler,

      i) Ekolojik bilgiler,

      j) Bertaraf etme bilgileri,

      k) Taşımacılık bilgisi,

      l) Mevzuat bilgisi,

      m) Diğer bilgiler.

    Kimya endüstrisinde kullanılan kimyasalların geniş çeşitliliği, sağlık ve güvenlik risklerinin kapsamlı bir şekilde ele alınmasını zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, kullanılan kimyasallar hakkında detaylı bilgi sağlayan Güvenlik Bilgi Formları'na (GBF) başvurulması ve bu belgelerde yer alan önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır.

    Kimya sektöründe, kazalar genellikle mekanik etkiler sonucu meydana gelirken (kayma, düşme, cisim düşmesi, ezilme gibi), bazen de daha karmaşık sebeplerle (patlama, yangın, kimyasal etkileşimler) karşılaşılır. Bu kazaların önlenmesi için gereken önlemler dikkatlice uygulanmalıdır.

    Yangın ve patlamalar, kimya sektöründe sık karşılaşılan tehlikeler arasındadır. Bu tür kazalar, özellikle alev alabilen kimyasalların yeterince korunmadığı durumlarda meydana gelir. İşçi sağlığını korumak için zorunlu havalandırma gibi tedbirler, tehlikeli maddelerin doğru depolanması ve kullanılması, tutuşma kaynaklarından uzak tutulması ve kişisel koruyucu donanımın (KKD) etkin kullanımı hayati önem taşır.

    Ayrıca, kimya sektöründe sıkça rastlanan ağır metaller (kurşun, civa, arsenik gibi), çözücüler (benzen, toluen gibi), ve diğer toksik maddeler (karbonmonoksit, metan gibi), çalışanlar üzerinde çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu tür maddelerle çalışma, meslek hastalıklarına veya işle ilgili hastalıklara neden olabilir.

    Fiziksel etmenler (sıcaklık, gürültü, radyasyon gibi) ve ergonomik riskler (elle taşıma, tekrarlanan hareketler gibi), çalışanların sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle solunum yoluyla alınan kimyasallar, astım ve diğer solunum yolu hastalıklarına, deri ile temas eden maddeler ise cilt hastalıklarına neden olabilir.

    Örneğin, endüstride kullanılan cıva gibi ağır metaller veya benzen gibi aromatik hidrokarbonlar, ciddi toksik etkilere ve hatta kan kanserine yol açabilir. Organik çözücüler ise merkezi sinir sistemi, karaciğer ve kan üzerinde tahribat yaratabilir.

    Not: Bu yazı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından geliştirilen İSGİP projesi çıktısı Kimya Ürünleri İmalatı Sektörundë İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetim Sistemi Rehberi’nden yararlanılarak hazırlanmıştır[9].

    [1] International Labour Organization,» [Çevrimiçi]. Available: http://www.ilo.org/global/topics/safety-and-health-at-work/lang--en/index.htm.
    [2] Halkbank Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi – Kimya Sektör Raporu- Ekim 2009.
    [3] T.C Kalkınma Bakanlığı Kimya Çalışma Grubu Onuncu Kalkınma Planı-Ankara 2015.
    [4] T.C Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi 2011-2014.
    [5] T.C Ekonomi Bakanlığı Kimya Sektör Raporu-2016.
    [6] T.C Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kimya Sektörü Raporu-2014/1.
    [7] T.C Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kimya Sektörü Raporu-2015/1.
    [8] Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Tebliği 18/4/2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete.

    [9] İSGİP Kimya Ürünleri İmalatı Sektörundë İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetim Sistemi Rehberi

← Blog Sayfasına Dön

Ücretsiz Denemek İster Misiniz?

Yazılımımızı hemen denemek için talebinizi gönderin!